Hatay’da arama kurtarma ekibinin hikayeleri, birbirini tanımayan komşular enkaz altında buluştu.
Kahramanmaraş merkezli depremde ağır hasar gören Hatay’da arama kurtarma çalışmaları günlerce sürdü.
Tüm vatandaşların yardıma akın ettiği bölgelerde onlarca hikaye kaldı.
İlk gün saat 16.00 sıralarında arama kurtarma çalışmalarına başlayan 28 kişilik İHH ekibi, merkez ve ilçelerde çok sayıda enkazda görev aldı.
Depremi telefonla öğrendiler
Antalya’ya dönen ekip başkanı Ali Uygur, Antalya’nın Lara bölgesinde yaşayan bir üyenin depremi hissettiğini ve gece telefonla arayarak bir yerde deprem olduğunu söyledi.
Enkazın dışarısının sıcak ve dışarısının soğuk olduğundan bahsetti.
İlk gün gecenin dolu ve yağmurlu olduğunu söyleyen Uygur, enkazda terlediklerini, dışarı çıktıklarında ıslanıp üşüdüklerini söyledi.
“Çıkardık, dakikalarca kalp masajı yaptım ama çeviremedim”
Beşli gruplar halinde batıklarda görev aldıklarını anlatan Uygur, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
200’ün üzerinde depremzede atlattık. Arama kurtarma çalışmalarında da ilginç şeyler yaşadık.
Anne ve kızı kurtarmaya çalıştık. Bilinci yüksek olsun diye konuşturuyorduk. Saatler sonra anneye ulaştık ve onu dışarı çıkardık.
Tam arkasından 8 yaşındaki kızına ulaştığımızda sesi kesildi. Çıkardık dakikalarca kalp masajı yaptım ama çeviremedim.
“Komşular enkaz altında buluştu”
Günde 21 saat çalıştıklarını ve 2-3 saat dinlendiklerini vurgulayan Uygur, şunları kaydetti:
İskenderun’da 5 katlı bir binanın birinci katından 101. saatte üst üste 6 kişiyi kurtardık. Bu bizim için büyük bir moral oldu.
Arkalarından komşu olan 2 kişiyi kurtardık. Komşularıyla birlikte enkazda kaldılar, morallerini yüksek tutmak için birlikte şarkılar ve marşlar söylediler. Kaç yıldır aynı binada yaşamışlar, enkaz altında tanışmışlar.
Kurtarma sırasında çok samimiydiler, diyalog halindeydiler. ‘Çaya, çorbaya bekliyoruz, tatlı söyleyelim. Kardeşim, sana pasta yapacağız.’ bazıları söyledi. Onlarla sürekli sohbet ederek bilinç düzeylerini ölçmeye çalıştık.
“Enkaz altında kalan binanın yıkıldığını bilmiyor”
Yakınlarını kaybedenlere ölümlerini anlatmadıklarını belirten Uygur, şöyle devam etti:
Arkadaşlara, ‘Keskin bir alet getirin.’ Diyorum. Sesimi duyan amca ‘Aşağıda Turkcell bayisi var orada kesici alet var’ dedi.
Oğluma onu getirmesini söyle. diyor. Binanın yıkıldığını bilmiyor, ne bir bayii var ne de bir bina. Çocuğu da enkaz altında. “Tamam, sana söyleyeceğiz.” Diyorum. Enkazın altında, ‘Beni bırakın, ailemi kurtarın’ diyen bedeni buzdolabına sıkıştı.
“Beş kişilik aile birbirine sarılarak öldü”
Depremde daha çok “çök, tut, kapana kıs” yaparak yaşam üçgeni oluşturanların kurtulduğuna dikkat çeken Uygur, şu şekilde konuştu:
Ölülerin çoğu bir araya toplanmıştı. Beş kişilik aile birbirine sarıldı, çok yer kapladıkları için hepsi öldü. Farklı şekilde kapatılırlarsa, ondan kurtulma şansları vardır.